.png)
Plasebo.tr
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU (TSSB)

Travma sözcüğünün kökü, Latince yaralamak anlamına gelen teírō kelimesinden gelmektedir. Psikolojik travma, kişinin hayatında değişiklik yapmasını gerektiren ve kişi için yeniden uyumu gerektiren olay olarak tanımlanmıştır. Travmatik olaylar, “kaza, tecavüz, savaş, terör olaylarına maruz kalma, sevilen birinin kaybı, şiddete maruz kalma, ağır hastalıklar, ameliyatlar veya doğal afet gibi insanın fiziksel bütünlüğünü, yaşantısını, sevdiklerini, dünya ve insanlara olan inançlarını tehdit eden olaylar olarak değerlendirilmektedir.
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), kişinin travmatik bir olay yaşaması veya başkasının yaşadığı travmatik olaya doğrudan tanıklık etme durumlarından sonra görülen, travmayı yeniden yaşantılama, hatırlatan düşünce, duygu ve etkinliklerden kaçınma ve biliş ve duygu durumda olumsuz değişiklikler ile uykuya dalma güçlüğü, sinirlilik, kolay irkilme, düşüncelerini yoğunlaştırmada güçlük gibi uyarılmada artış belirtileriyle seyreden psikolojik bir rahatsızlıktır.
Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı 5’e göre (DSM- 5) Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri özetle şunlardır:
A. Aşağıdaki yollardan biriyle (ya da birden çoğuyla) gerçek veya göz korkutucu biçimde ölüm, ağır biçimde yaralanma ya da cinse/ saldırıya uğramış olma:
• Doğrudan bir olay yaşama, başkalarının yaşadığı olaylara tanıklık etme, bir yakınının/ arkadaşının başına bu tür bir olayın geldiğini öğrenme (kaba güç ile veya kaza sonucu gerçek ölüm veya ölüm olasılığı) veya medya yolu hariç travmatik olayların rahatsız edici ayrıntılarıyla yineleyici biçimde ya da aşırı bir düzeyde karşı karşıya kalma.
B. Aşağıdaki istem dışı ve girici nitelikteki belirtilerden en az birinin varlığı:
• Yineleyici, istem dışı gelen ve sıkıntı yaratan travma anıları veya çocuklarda travma temalarının yer aldığı tekrarlayıcı oyun(lar).
• Olay(lar) ile ilişkili tekrarlayıcı ve sıkıntı veren rüyalar.
• Kişinin travmatik olay(lar) yeniden yaşanıyormuş hissine kapılması veya davranması gibi disosiyatif tepkiler (geçmişe dönüşler/flashback) veya çocuklarda, oynanan oyunlarda travmanın yeniden canlandırılması.
• Travmatik olay(lar)ı simgeleyen/çağrıştıran uyaranlarla karşılaşınca yoğun veya uzun süreli ruhsal sıkıntı yaşama.

C. Aşağıdaki kaçınma belirtilerinden en az biri:
• Olayı/olayları simgeleyen/çağrıştıran içsel uyaranlardan (düşünce, duygu, anı vb.) kaçınma.
• Olayı/olayları simgeleyen/çağrıştıran dışsal uyaranlardan (insanlar, yerler, nesneler, durumlar vb.) kaçınma.
D. Aşağıda verilen bilişler ve duygu durumdaki olumsuz değişimlerden en az ikisi:
• Travmatik olayın/olayların önemli bir yönünü hatırlayamama.
• Kendisi, başkaları veya dünya ile ilgili abartılı ve tekrarlayıcı olumsuz inançlar veya beklentileri
• Olay/olaylar için abartılı ve tekrarlayıcı şekilde kendini veya başkalarını suçlama.
• Yineleyici olumsuz duygusal durum veya 7 yaşından küçük çocuklarda sıkça olumsuz duygular yaşanması.
• Önemli aktivitelere duyulan ilgide ya da katılımda belirgin bir ilgi azalması.
• Başkalarından kopma veya yabancılaşma duyguları veya 7 yaşından küçük çocuklarda sosyal içe çekilme.
• Sürekli biçimde olumlu duygular yaşayamama.
E. Aşağıda verilen uyarılma ve tepki gösterme biçimlerindeki değişimlerden en az ikisi:
• Saldırganlık, öfke patlamaları, kızgınlık.
Sakınmaksızın davranma veya kendine zara verici davranışlarda bulunma.
• Her an tetikte olma.
• Abartılı irkilme tepkisi gösterme.
• Konsantrasyon sorunları.
• Uyku bozukluğu.
F. Belirtiler, travmatik olaydan/olaylardan sonra başlamıştır veya kötüleşmiştir ve bir aydan daha uzun süreyle görülmektedir.
G. 7 yaşından küçük çocuklarda tanı için A, B, E ve F ölçütleri karşılanmalıdır; C veya D kategorisinin herhangi birinde yalnızca 1 belirtinin karşılanması yeterlidir.

Bu semptomlar üç aydan kısa sürdüğünde “akut”, daha uzun sürerse “kronik” TSSB adı verilir. Semptomlar, travmatik olaydan kısa süre sonra ortaya çıkar. Fakat, travma sonrası stres bozukluğunun başlangıcı bazen aylar, hatta yıllar sonra bile olabilir. 6 aydan uzun bir süre sonra ortaya çıkması durumunda “Gecikmeli Başlangıçlı Travma Sonrası Stres Bozukluğu” söz konusudur.
TSSB’nin görülme sıklığı;
Her bireyin kalıtım özellikleri, fiziksel yapısı, psikolojik geçmişi ve o durum için motivasyonu, strese yatkınlık durumu farklıdır. Bu nedenle TSSB yaygınlığı farklılık göstermektedir. TSSB, daha çok genç erişkin, bekar, boşanmış, dul, ekonomik yönden zayıf ya da sosyal yönden izole kişilerde görülmektedir. Cinsiyet açısından bakıldığında ise kadınlarda TSSB görülme sıklığı erkeklere göre daha fazladır. Bu durumun en önemli sebebi kadınların istismara erkeklere göre daha fazla maruz kalmasıdır. Diğer yandan insanların neden olduğu travmaların, doğal felaketlerden daha fazla TSSB oluşturduğu bilinmektedir.
Neden her travmatik olaya maruz kalan kişide TSSB ortaya çıkmaz?
Travmaya maruz kalan herkeste TSSB ortaya çıkmaz. Bunun nedeni her bireyin; strese yatkınlık, baş etme becerisi, psikolojik geçmiş, kültürel yaşantı, aile yaşantısı, sosyal yaşantı, fiziksel özellikler, beyin yapısı, hormonsal yapı, kalıtsal özellikler, yaşanan travmanın türü ve şiddeti vb. gibi durumlar açasından birbirinden farklı olmasıdır.

TSSB’nin Tedavisi:
a. İlaçla Tedavi: Travma sonrası stres bozukluğu’nun (TSSB) ilaçla tedavisinde, seçici seratonin geri alım inhibitörü (SSRI) adı verilen bir grup antidepresan etkili olmaktadır. Fakat, ilaçla tedavi sonlandırıldığında hastalığın nüksetme ihtimali yüksektir. Bu nüksü engellemek için ilaç tedavisi ve psikolojik tedaviyi birlikte uygulanabilir.
b. Psikolojik Tedavi: Travma sonrası stres bozukluğu’nun (TSSB) psikolojik tedavisinde birçok farklı yöntem mevcuttur. Bunlar;
- EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): Duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir. Böylece o deneyimle ilgili öğrenme gerçekleşir. Travmatik olaylar yaşandığında bu sistemde bozulmalar gerçekleşip bu anılar işlenememiş anılar arasına kaydedilebilir. EMDR, kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması mümkün olur. Danışan artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir perspektiften görür. Bu durumda semptomlar ortadan kalkar.
- Bilişsel Davranışçı Terapi: TSSB için Bilişsel Davranışçı Tedavi (BDT), TSSB’na bağlı bilişsel ve davranışsal kaçınmayı hedefler. BDT, travma yaratan olaylara odaklanmanın yanı sıra kaygıyla baş etme (ör. gevşeme), psiko-eğitim ve bilişsel yeniden yapılandırma teknikleri gibi bileşenleri içeren yapılandırılmış bir tedavi yöntemidir.
Maruz bırakma terapisi: Maruz bırakma terapisi, bilişsel davranışçı terapinin içinde yer alır. Kişinin travmatize eden olaylarla tekrar yoğun olarak karşılaştırılmasını içeren çok basamaklı bir tedavidir. TSSB’nin tedavisinde oldukça etkili bir yöntemdir.
Sonuç olarak; Travma Sonrası Stres Bozukluğu, travmatik olaylardan sonra ortaya çıkan tanısı belli kriterlere bağlı olup gelişimi kişiden kişiye değişen ve ilaçla veya psikoterapi ile tedavi edilen bir psikolojik rahatsızlıktır.

Kaynakça
Lofti, S., & Başcıllar, M. (tarih yok). Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Sosyal Hizmet. 3 (2017): 275-286.
Özgen, F., & Aydın, A. (1999). Travma Sonrası Stres Bozukluğu. Klinik Psikiyatri, 1:34-41.
Kring, A.M., Johnson, S.L., Davison, G.C., Neale, J.M. (2017). Anormal Psikolojisi/Psikopatoloji (Ed. Muzaffer Şahin), Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
